Cem Garipoğlu’nun otopsisinden ne sonuç çıkmıştı? Fethi kabir öncesi tekrar gündem oldu

BEĞENDİM

ABONE OL

News

2009 yılında sevgilisi Münevver Karabulut’u vahşice kesimlere ayırarak katleden Cem Garipoğlu’nun hakikaten ölüp ölmediğini net bir biçimde ortaya koyacak olan fethi kabir süreci 3 Ekim Perşembe günü yapılacak. Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından verilen fethi kabir kararı ile Garipoğlu’nun mezarı açılacak. Mezardan alınacak örnekler İstanbul İsimli Tıp Kurumu’na götürülecek ve burada gruplarca incelenecek. Garipoğlu ailesinden alınan DNA’lar, bu örneklerle karşılaştırılacak.

“VÜCUDUNDA MEYYİT LEKELERİ OLUŞTUĞU GÖRÜLDÜ”

Fethi kabir kararı sonrası Cem Garipoğlu’nun Silivri Cezaevi’ndeki intiharının akabinde yapılan otopsi tekrar gündeme geldi. 30 Ekim 2014’te Garipoğlu cezaevinde intihar etmiş ve akabinde otopsi yapılmıştı. Garipoğlu’nun kayda da alınan otopsisinde tutulan rapora nazaran 1.70 uzunluklarında ve 78 kilogram yükünde olan Cem, “3-4 günlük sakal ve bıyıklı, beyaz ciltli, sünnetli” olarak tabir edildi. Bedeninde meyyit lekeleri oluştuğu, bedenin art yüzde bası görmeyen bölgelerde, yüzde ve göğüs üst kısmında koyu mor renkler görüldüğü bildirildi.

“BOYNUNDA KIRMIZI RENKLİ DÜĞÜMLENMİŞ ÇAMAŞIR İPİ”

Sabah’ın haberine nazaran olay günü 3 numaralı odaya gelen gardiyanlar Garipoğlu’nu başında poşet, boynunda kırmızı renkli düğümlenmiş naylon çamaşır ipi, üstü çıplak, altında eşofman bulunur biçimde yerde yatar vaziyette buldu. Garipoğlu’nun ipi kantinden olduğu öğrenilirken, sağ ve sol kulağının altında 0,4 santimetrelik ip izi görüldü. İp izi dışında rastgele bir travmatik değişim saptanmadı.

DNA’SI 2009’DAKİ ÖRNEKLERLE UYUMLU

10 yıl evvel yapılan otopsisinde FTA ile kan örneği de alındı. Kalp, akciğer, böbrek ve karaciğer organlarından da tetkik için örnekler alındı. Kan, idrar, göz içi sıvısı, safra, mide ve mide içeriğinden alınan örneklerde de incelemeler yapıldı. İncelemeler sonucunda alkol, uyuşturucu ya da uyutucu tespit edilemedi. Otopsi raporunda, Garipoğlu’ndan tutuklandığı 2009 yılında alınan kan örneği ile öldükten sonra alınan örneğin karşılaştırıldığı ve her iki örneğim uyumlu olduğu belirtildi. Anne ve babasından alınan DNA profilleriyle yapılan karşılaştırmada da hem anne hem de babanın yüzde 99,9 olarak biyolojik ailesi olduğu aktarıldı.

Otopsi raporunda vefat neden olarak, “Garipoğlu’nun vefatının başına poşet geçirilmesine bağlı ağız, burun kapanması ve uzunluğuna bağ tatbikine bağlı mekanik asfiksi (dış ve iç teneffüs yollarının kapanması, oksijen yetersizliği) sonucu meydana gelmiş olduğu sonucuna ulaşılmıştır” denildi.